11 yaşında okumak için gönderilmiş İstanbul'a.Balkan savaşının karabulutları, İmparatorluğun son dönemi seferberlik ilanı okuyamamış kayıkçı Halil.
Kadıköy'de kayıkçılık yapan hemşerilerinin yanına yerleşmiş birkaç yıl çalıştıktan sonra köye dönmüş ancak deniz onu geri çekmiş ve tekrar İstanbul'a gelmiş, geliş o geliş. Kadıköy'de tenleri güneşten yanmış kürek tutmaktan elleri nasır tutmuş, giyimleri ile birbirinin aynısı olan 50 adamdan en yaşlısı Halil Göker.
Kurtuluş savaşı yıllarında başından geçen bir anıyı şöyle aktarır.
"Hapiste çektiklerim canıma tak etmişti. Bunun acısını nasıl çıkarırım diye düşündüm. Arkadaşlarla oturup bir plan hazırladık. Şimdiki gibi değilim o yıllarda. Arkadaşlar güçlü kuvvetli adamlar, serde delikanlılık. O zamanlar kordonda bir meyhane vardı.
Yaşı geçkin olanlar burayı bilir. İngiliz askerleri de sık sık geceleri burada toplanıp kafa çekerler, sonra sağa sola saldırılardı. Tuttuk bir gece burayı batık. Hepimizin yüreği kinle bilenmiş, gözümüz hiçbir şey görmüyor. İngilizler vur patlasın çal oynasın eğleniyorlardı. Bizim tayfalarla bir giriştik ki hiç sormayın. Zaten çoğu sarhoş oldukları için karşı koyamadılar. Meyhane bir anda ana-baba gününe döndü. Kaçmaya çalışanlar masa altına gizlenenler, bir cümbüş ki sormayın. Gayet iyi hatırlıyorum 28 kişiydiler ve 28'inide kargatulumba götürüp denize atmıştık"
ÜST RESİMDE GÖZÜKEN HALİL GÖKERDİR. Kaynak: Hayat Mecmuası,6 Ağustos 1970 sayı.32 alınmıştır.Benim şahsen halil gökeri tanıma şansım oldu.Köylülerimizden duyumlarımlada renkli bir kişiliği olduğu ve kayıkhanede çok maceraları olduğu söylenmektedir. ALLAHTAN RAHMET DİLERİM